23 – 28 Ekim’de düzenlenen WTA Championships 2012’de dünyanın en iyi 8 kadın raketi İstanbul’daydı. Turnuvaya Maria Sharapova ve Serena Williams teşrif etmiş ve onların yanısıra Victoria Azarenka (Belarus), Agnieszka Radwanska (Polonya), Petra Kritova (Çek. Cum.), Angelique Kerber (Almanya), Li Na (Çin), Sara Errani (İtalya) diğer isimlerdi.
Turnuvanın 5. ve 6. günü olan haftasonu maçlarını izleme fırsatına eriştim. Çiftlerin ilk yarı finalinde dünya çiftlerde birinci sırada buunan Lisa Raymond – Liezel Huber ikilisi kaybeden taraf olsa da çok iyi oyun çıkardılar. Lisa Raymond’un 39 yaşında olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Bir sonraki ilk finalisti belirleyecek maç olan Williams – Azarenka maçını turnuvanın favori ötesi ismi Serena rahat kazandı. Maç bir saati biraz geçtiğinde çoktan bitmişti. Kolundaki bantla oynayan, grup maçlarında zorlu mücadelere çıkan Radwanska’nın istediği performansı yansıttığını söyleyemeyiz. Hayranları, seneye daha güçlü bir Radwanska bekliyor olmalı.
Diğer finalisti belirleyecek Sharapova – Azarenka mücadelesinde de bariz bir Masha üstünlüğü görünüyordu. Sharapova’nın hırsı bazen muhteşem sayıları bazen de basit hataları beraberinde getirdi. Özellikle ilk sette Masha’yı çok zorlasa da Radwanska oyunu kaybetti. Zaten grup maçlarında Radwanska, Errani ve Stosur (Kvitova’nın yerine turnuvaya devam eden) isimlerine karşı diğer gruba göre daha hafif maçlara çıkmıştı. Maçın en çok dikkat çeken ikinci setindeki 5. oyununda 9 kez beraberlik yaşandı. Bitmeyecek gibi görünen oyun tam 15 dakika 17 saniye sürdü.
Final için fazla söze gerek yok. Finale kadar çok iyi maçlar çıkararak gelen Sharapova, Serena’nın rakibi olan neredeyse her tenisçi gibi yenildi, sadece yenildi. Oyunun bazı bölümlerinde üst düzeydi ve çok iyi servisler kullandı. Beklenen oyunu oynadı ancak Serena’nın abartı olarak söylenmeyen insan üstü gösterdiği performans için doğal olarak yeterli olmadı. Serena’nın toplara 170 – 190 km/h hızla vurduğu ve bir serviste 199 km/h hıza ulaştığını düşünürsek maç, kort için de zorlu geçti. :) Uzun süren oyunlarda rakibin fileye takılarak sonlanan anlarda nefes nefese kalan rakibi için Williams’ın sakin hareketlerinin psikolojik baskı kurduğu gerçek. Bunun yanında taktik olarak bir çok kez top sektirmesi, soğukkanlı hareketleri de işe yarayan çok ince taktiklerdi.
Geçen sene de çok büyük rağbet gören ve (gelecek yıl da İstanbul’da) yapılacak turnuva bu sene de toplamda 70 bin üzerinde seyirci ve 107 desibel rekoruyla İstanbul’a renk kattı. Özellikla Sharapova’ya yapılan tezahüratlar için salonda eleştiride bulunanlar oldu. Ancak başka turnuvalarda da bu tezahüratlar yaşanıyor, bence sorun yok.
Bir başka konuya gelirsek organizasyonun son bölümünde yer alan son derece yersiz yuhalamaydı. 82 ülkeden canlı yayınlanan turnuvada bakanların ödül törenine çağrılması ile birlikte hızla yayılan yuhalama Serena Williams’ı ve diğer bir çok kişiyi şaşırttı ve gereksiz bir şekilde Türkiye’yi de rezil etti.
Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e de ayrı bir parantez açmak gerekir. Yuhalamalar eşliğinde konuşma yapan Şahin’in -neden konuşma yaptığı muamma olmakla birlikte- konuşmasını reklam zeminine oturtarak yapması da ayrı bir krizdi. Türkiye’nin son iki senedir İstanbul’da düzenlenen bu organizasyon ile tenise olan ilgisi arttı, yavaş yavaş tenisi izleyen, takip eden bir kitle oluştu. Şahin’in turnuva ile ilgili attığı tweet güzel mesaj içeriyor olabilir ancak somut adımlar atıldıkça söylemler daha anlamlı hale gelecektir.
Son olarak oldukça keyifli bir tenis haftasında üst düzey oyunlar izlendi, izleyenlerin sosyal medyadaki yansımalarına göre büyük keyif alındı. Bu sezon da dünya sıralamasında birinicinin adı Azarenka olarak kalsa da tenisin efsanesi Serena, zirve için emin adımlarla ilerliyor. Tebrikler Serena Williams!
Nevra Aydın 